İngilizce öğrenen birçok kişi için “must” kelimesi, ilk öğrenilen modal fiillerden biri. Ancak bu küçük ama güçlü kelime, anlamı ve kullanımı bakımından bazen oldukça kafa karıştırıcı olabiliyor. Çünkü “must” sadece “zorunluluk” değil, aynı zamanda yüksek olasılık, çıkarım ve hatta resmi bir uyarı anlamına da gelebilir.
Peki “must” neden bu kadar çok yanlış anlaşılır? Hangi durumlarda ne anlama gelir?
Sizin için detaylıca açıklıyoruz.
1. Must = Zorunluluk
“Must”, genellikle bir şeyi yapmamız gerektiğini veya yapmak zorunda olduğumuzu belirtmek için kullanılır. Yani, cümleye “zorunluluk” veya “gereklilik” anlamı katar. Bu kullanım çoğu zaman kişisel görüş değil, kural ya da otorite kaynaklıdır.
Örnekler:
You must wear a seatbelt. (Emniyet kemeri takmalısın.)
Students must hand in their homework by Friday. (Öğrenciler ödevlerini Cuma’ya kadar teslim etmelidir.)
Not: Bu anlamda “must” daha resmi ve katı bir ifadedir. Konuşma dilinde “have to” daha sık kullanılır. Aralarındaki farka aşağıda değiniyor olacağız.
2. Must = Güçlü Çıkarım
Çoğu kişi ‘must’ modal fiilinin yüksek olasılıkla doğru olan bir çıkarımı ifade ettiğini gözden kaçırır. Geçmişte veya şu anda olan bir durumla ilgili emin olunan ama %100 kesin olmayan tahminlerde kullanılır.
Örnekler:
He must be tired after working all day. (Tüm gün çalıştıysa kesin yorgundur.)
This must be her bag. It has her name on it. (Bu kesin onun çantasıdır. Üzerinde adı yazıyor.)
Bu kullanımda “must” zorunluluk değil, yüksek olasılık anlamı taşır.
3. Geçmişteki Çıkarım: Must Have + V3
Bir olay geçmişte olduysa ve çıkarımda bulunuyorsak şöyle kullanırız:
Yapı:
must have + past participle (V3)
Örnekler:
He must have forgotten our meeting. (Buluşmamızı unutmuş olmalı.)
She must have left early. (Erken çıkmış olmalı.)
Dikkat: Bu yapı, geçmişte olmuş ama görmediğimiz bir durumu mantıksal olarak çıkardığımızda kullanılır.
4. Negatif Hali: Mustn’t = Yasak
“Mustn’t” (must not) cümleye yapılacak eylemin yasak olduğu anlamını verir. Ancak bu yapı, “Don’t have to” ile karıştırılmamalıdır.
İngilizce Mustn’t ve Don’t Have to Farkı Nedir?
mustn’t = bunu yapamazsın, kesinlikle yasak!
don’t have to = yapmana gerek yok, ama istersen yapabilirsin.
Örnekler:
You mustn’t smoke here. (Burada sigara içmek yasak.)
You don’t have to come early. (Erken gelmek zorunda değilsin.)
5. Resmî Bildirimler, Talimatlar
“Must” aynı zamanda kurallarda, sözleşmelerde, tabelalarda ve resmi belgelerde sıkça kullanılır.
Örnekler:
All visitors must report to reception. (Tüm ziyaretçiler resepsiyona bildirimde bulunmalıdır.)
Applications must be submitted by June 30. (Başvurular 30 Haziran’a kadar teslim edilmelidir.)
Bu gibi durumlarda “must” ciddi, net ve tartışmaya kapalıdır.
6. Must ve Have to: Fark Ne?
Aslında ikisi de zorunluluk bildirir. Ama…
Must genellikle konuşanın fikrini ifade eder. Daha resmi ya da vurguludur ve zorunluluklarda içsel baskı hissettirebilir. Have to ise genellikle dışsal bir zorunluluk (kanun, kural vb.) ifade eder. Daha yaygın ve konuşma diline uygundur. Dışsal baskıya odaklanır.
Örnek:
I must finish this book tonight. (İçsel istek veya karar)
I have to finish this book for class. (Ders için, dışsal neden)
İngilizcede Must ve Should Farkı Nedir?
Must” ve “should” fiilleri de sıklıkla karıştırılan modal fiillerdendir. Temel fark şudur:
Must kesin bir zorunluluk veya güçlü bir gereklilik ifade eder. Yapılmaması durumunda olumsuz bir sonuç doğurur veya kural ihlali anlamına gelir.
Örnek:
You must pay your taxes. (Vergilerinizi ödemek zorundasınız.)
Should tavsiye veya öğüt anlamı verir. Yapılması iyi olur, ama zorunluluk değildir. Yapılmaması durumunda genellikle ciddi bir sonuç doğurmaz.
Örnek:
You should study more for the exam. (Sınav için daha fazla çalışmalısın.)
İngilizce Must ile Soru Cümleleri
“Must” ile soru cümleleri kurmak oldukça basittir. “Must” modal fiili, öznenin önüne gelir.
Yapı: Must + Özne + Fiilin Yalın Hali (V1) + Nesne/Tümleç?
Örnekler:
Must I go to the meeting? (Toplantıya gitmek zorunda mıyım?)
Must she work late tonight? (Bu gece geç saate kadar çalışmak zorunda mı?)
Must we finish this by tomorrow? (Bunu yarına kadar bitirmek zorunda mıyız?)
Not: Geçmişte çıkarım yapmak için kullanılan “Must have + V3” yapısı ile soru sorulmaz. Onun yerine genellikle “Could it be that…?” veya “Is it possible that…?” gibi yapılar tercih edilir.
Must ile Örnek Cümleler
“Must”ın farklı anlamlarda kullanıldığı birkaç ek örnek cümle:
Zorunluluk:
You must follow the instructions carefully. (Talimatları dikkatlice takip etmelisiniz.)
Drivers must obey the speed limit. (Sürücüler hız sınırına uymalıdır.)
Güçlü Çıkarım:
The lights are off; they must be asleep. (Işıklar kapalı; uyuyor olmalılar.)
He’s been working all night, he must be exhausted. (Tüm gece çalıştı, çok yorgun olmalı.)
Geçmişteki Çıkarım:
She must have missed her train. (Trenini kaçırmış olmalı.)
They must have forgotten their keys at home. (Anahtarlarını evde unutmuş olmalılar.)
Yasak (Mustn’t):
You mustn’t touch the exhibits. (Sergilenenlere dokunmamalısın.)
Children mustn’t play near the road. (Çocuklar yolun yakınında oynamamalı.)
Sonuç: Must’u “tek anlamlı” sanma!
“Must” kelimesi sadece “-meli/-malı” değil. Aynı zamanda mantıklı tahmin, resmi uyarı, hatta yasak anlamına da geliyor. Hangi anlamda kullanıldığını anlamanın yolu ise bağlama dikkat etmekten geçiyor.